hadi şimdi, şu anda unutayım seni,
peki;
şimdi yatacaksın sen...
uyurken irkilirsin bilirim, kim sıkacak elini hafiften?
uykun ilerledikçe terleyeceksin, kim öpecek anlından, kim silecek terini? bunları bilmiyorum, belki bir daha kimse yapmayacak bunları, umrumda değil aslına bakarsan.
ben uyumadan önce kim kitap okuyacak bana?
"ben yatıyorum" deyişime aldırmıyor görünüp bir dakika sonra kim sızacak yatağıma?
kim belimi sıkıca sarıp, omuzuma öpücük konduracak?
saçımın kokusunu içine çektiğinde ciğerlerinin şiştiğini hissettiğim adam...?
22 Şubat 2011 Salı
16 Şubat 2011 Çarşamba
kötü adamlardan prens olmaz
artık yeni insanlar tanımak istemiyorum. acziyetlerine, zaaflarına tanık olmak istemiyorum. yerle yeksan olmuş yada hiç oluşmamış değer yargılarına şahit yazdırmasınlar beni.
bahanesi yok ki bu ucuz hayatların, kolay elde edilebilir olması bazı şeylerin değersiz olduğu anlamına gelmez ki, hele bir insan hem okur-yazar hem cahil nasıl olur anlamam.
yaşamak istediğiniz dünya bu mu gerçekten! ah doğru ya değil tabi. her şey muntazam olmalı ama zaman gelince. ne kadar hak ediyorsun iyi bir yaşamı sorgulama sakın.
hiç mi okşamadılar başınızı, hiç mi masal okumadılar çocukluğunuzda, kötü adamlardan prens / kötü kadınlardan prenses olmaz öğrenemediniz mi?
bahanesi yok ki bu ucuz hayatların, kolay elde edilebilir olması bazı şeylerin değersiz olduğu anlamına gelmez ki, hele bir insan hem okur-yazar hem cahil nasıl olur anlamam.
yaşamak istediğiniz dünya bu mu gerçekten! ah doğru ya değil tabi. her şey muntazam olmalı ama zaman gelince. ne kadar hak ediyorsun iyi bir yaşamı sorgulama sakın.
hiç mi okşamadılar başınızı, hiç mi masal okumadılar çocukluğunuzda, kötü adamlardan prens / kötü kadınlardan prenses olmaz öğrenemediniz mi?
7 Şubat 2011 Pazartesi
üzerine kustuğum antika halılarla dolu her yer
ilk defa sarhoş olduğumda restoranın antika halılarına kusmuştum, çok mahcup olup bin defa özür dilemiştim
"hiç önemli değil hanımefendi inanın" demişti garson çocuk, o çocuğu istiyorum şimdi. gelsin otursun karşımda, yaptığım her saçmalığa aynı samimi ifadeyle cevap versin, verir biliyorum.
o hoşgörüye, o olağanlığa ihtiyacım var.
"hiç önemli değil hanımefendi inanın" demişti garson çocuk, o çocuğu istiyorum şimdi. gelsin otursun karşımda, yaptığım her saçmalığa aynı samimi ifadeyle cevap versin, verir biliyorum.
o hoşgörüye, o olağanlığa ihtiyacım var.
5 Şubat 2011 Cumartesi
wish'li zaman
bir sahil kenti kalmış hafızamın bir yerinde,
bir ince rüzgar esermiş,
denizden kopan bir damla yüzümü öpermiş,
dalgaların eşlik ettiği martı sesleri dünyanın en güzel senfonisiymiş,
ufuklara dalıp gitme sevdalısıyken göz bebeklerim,
bir küçük yelkenli olasım gelirmiş.
bir ince rüzgar esermiş,
denizden kopan bir damla yüzümü öpermiş,
dalgaların eşlik ettiği martı sesleri dünyanın en güzel senfonisiymiş,
ufuklara dalıp gitme sevdalısıyken göz bebeklerim,
bir küçük yelkenli olasım gelirmiş.
2 Şubat 2011 Çarşamba
ateşin renkleri
küçücük bir kıvılcımı besleyip kocaman bir alev yaratıp kendini ateşe vermek...
bak ne güzel yanıyorum; turuncular, kızıllar, maviler pek yakışıyor bana.
karanlıkta seyret beni,
döndükçe eteğimden, saçlarımdan kıvılcımlar saçılır etrafa.
hadi bi' kıvılcım ver bana,
ben yakarım kendimi.
bak ne güzel yanıyorum; turuncular, kızıllar, maviler pek yakışıyor bana.
karanlıkta seyret beni,
döndükçe eteğimden, saçlarımdan kıvılcımlar saçılır etrafa.
hadi bi' kıvılcım ver bana,
ben yakarım kendimi.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)