16 Mart 2012 Cuma

ve kıymık tarifsiz acıtır

bi şey anlatmak istiyorsunuz ama anlatamıyorsunuz bunu bi tahayyül eder misiniz?

bu şey gibi; rüyanızda çığlık atarsınız ama sesiniz çıkmaz, ağlarsınız ama göz yaşınız akmaz, nefes almaya çalışırsınız ama alamazsınız bu tarz bi şeydir. aklınızda onlarca harf yüzlerce kelime milyonlarca cümle oluşturur ama siz ifade edemezsiniz, ve bunların hepsi birer dinamittir içinizde beyninizde yüreğinizde bir bir patlarlar her birinin patlayışı diğerini tetikler ve bu bir zincir gibi uzayıp gider.

peki bir insan bir şeyi neden anlatamaz? bunun bir sürü nedeni olabilir ama en çözümsüz nedeni karşındaki insanın sabit oluşudur, kendinden şaşılacak biçimde emin oluşudur. bu insanın tüm algılarını kapatır karşısına koyduğunuz ne olursa olsun ezip geçmeye çoktan hazırdır.

ve bu noktada karşıdaki insanın cümleleri anlamsız kelime yığınları haline gelir, tabiri caizse; "sussa içi rahat etmez söylese hükmü yoktur" çaresiz kalakalır..

bazen karşınızdakini üzmek incitmek pahasına savunduğunuz şeylerin aslında o kadar önemli olmadığını, ya da esnetilebilecek şeyler olduğunu fark etmeniz gerekir, aksi halde üzersiniz ve bu denli kıymetsiz şeyler için üzdüğünüz insan sizi ne kadar sevse de içinde bi kıymık kalır her an batmaya hazır.