4 Nisan 2012 Çarşamba

böyle bir şey var mı ya?

alıp başını gitmek istemek o anlamda değilmiş meğersem..

şu an hali hazırda gidik durumdayım zira..

bi kaç ay öncesine kadar hiç tanımadığım, birden yok olsam belki farkına varmayacak insanlarla beraberim, sokaklarında bildik bir yüze rastlama ihtimalim olmayan bir yerdeyim ama bazen yetmiyor işte, daha öteye gitmek istiyorsun ve hayat senin duraksadığını görmesin hemen görünmez bir kalemle çember çiziyor etrafına görmüyorsun ama hissediyorsun, ve o karşı konulamaz çemberin dışına çıkma arzusu.. bir adım atıyorsun dışarıya ve hop yeni bir tane çiziyor diğer çemberi kesen.. ortak eleman oluveriyorsun her adım atışında daha çok çemberin ortak elemanı, çemberler çemberleri kesiyor alanın giderek daralıyor, sen başını alıp gittikçe..

alıp başını gitmek başını kolunun altına alıp ya da sırt çantana koyup gitmek gibi, düşünmeden, kafanda ne varsa sana yön veren, bi tarafa atmak ve şuursuz bir özgürlüğün peşine takılmakmış. gittiğin yerde insanlar yapmadan, yürümeye devam ettikçe arkana bakmadan, birilerini bırakmadan, yanına da almadan!

böyle bir şey yok, otur oturduğun yerde!