14 Aralık 2011 Çarşamba

aklımda!

kabullenmek! tanrım ne kadar acımasızca çaresiz bir kelime, asla kabul etmeyecek olduğun bir şeyi mecburen kabul etmek, kimseye bunu yaşatmak istemezdim, kimse bunu yaşatsın istemezdim ama elimizde değil değil mi, insan oğlu çaresiz bir yaratık, eli kolu bağlı kalmaya mahkum, her şeye muktedir hiçbir şeye hükmü geçmiyor.. tezatsın ey ademoğlu çelişiksin, güçlü fakat acizsin, her şeye sahip olabilirsin ama bir şeye sahip olmazsan aslında hiçbir şeye sahip olamıyorsundur..

etrafında delice dönüp durduğun şeyle, durup dönmen arasında saliselik bir farkındalık varken, dönüp durmakla, bi durup dönmek arasında ömür harcıyorsun..

delice istediğin şey için aslında delirmek gerekmiyor diyorum, aklını başına al diyorum.. aklını kaçırıyorsun, fidyeye bile değmeyecek akılı neden kaçıyorsun? sen aklını kaçırdın diye minyon dolarlık hayali sana verirler mi sanıyorsun.. vermezler! verseler bile kıymeti var mı sanıyorsun? bereketsiz bu hayaller bak söylüyorum elde edince nasıl kaybettiğini anlamazsın bile. sor bak senden önce hayallerinin altılısını tutturanlara yine başladıkları yerdeler, hay(al)dan gelen “huy”a  gider, huyumuz kurusun! bitirmek tüketmek için yaşıyoruz, yaşanınca tükenir biliyoruz, bile bile lades oluyoruz diyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder